11 Ekim 2010

SLOWFOOD 'u duydunuz mu?Fast Food 'a bir başkaldırı hareketi desem....

Bu hafta sonu herkesin zaman zaman yapması gereken birşeyi yaptım beyleri başbaşa bırakıp aldım başımı İzmir'e gittim.Gidilmesi gereken yerlere gittikten işlerimizi hallettikten sonra Solmaz'la (canım dostum)buluşup akşam yemegi için Seferihisarın yolunu tuttuk.Manzara,deniz,tarih ve nefis rakı balıktan sonra buranın sakin dingin hali ile ilgili bilgilendirildim.İşte SLOWFOOD la tanışmam bahçden koparılmış nefis kokulu yapraklarıyla gelen yemyeşil biberlerle başlayan sohbetle oldu.Ama ben size bunları bilen bir kişiden dinlemenizi istedim bakın bu konuda ne tesadüftür ki 10 Ekimde Hürriyet de köşe yazısında GILA BENMAYOR neler söylüyor;

Seferihisar’ın sessiz devrimiTUNÇ Soyer ile Brük-sel’de karşılaştık.Soyer, Türkiye’nin ilk “sakin şehir” ünvanını kazanmış olan Seferihisar’ın belediye başkanı.İngilizcesi “Slow City”, İtalyancası ise “Cittaslow” olan “Sakin Şehir” ne anlama geliyor?Bunu izah etmek için önce “Slow Food” hareketine değinmem gerek.İtalya’da 1982 yılında başlayan “Slow Food” hareketi geleneksel beslenme tarzına, yerel ürünlere, bunları yetiştirenlere sahip çıkar.“Fast Food”a yani hızlı tüketilen gıdaya bir başkaldırıdır. Dünyada 150 ülkede 100 binden fazla üyesi olan “Slow Food”un amblemi, “yavaşlığın sembolü” olan turuncu renkli sevimli küçük bir salyangoz.Türkiye’de de giderek yaygınlaşıyor.Bir süre önce İstanbul’da “Lüfer Yok Olmasın” kampanyasını başlatan “Fikir Sahibi Damaklar” da bu hareketin bir parçası.“Slow City” ya da “Sakin Şehir” hareketi aynı mantıktan yola çıkarak, 1999 yılında İtalya’da, Toskana’da başlamış.Amblemi aynı sevimli salyangoz.HAREKETİN 129. ÜYESİ“Sakin Şehir” hareketinin amacı, hızlı tüketime karşı olmakla birlikte yaşam kalitesini ve yerel kimliği koruyan, yerel ürünleri ön plana çıkartan, mutlu insanların yaşadığı şehirler yaratmak.Teknolojiye sırt çevirmek asla söz konusu değil.Harekete dahil olmanın şartı 59 kritere uymak ve 50 bin civarında bir nüfusa sahip olmak.21 ülkede, 140 şehir bu hareketin üyesi.Seferihisar’a dönersek, Tunç Soyer belediye başkanlığına seçilir seçilmez hareket dahil olmak için kolları sıvamış.Neticede, geçtiğimiz yıl Seferihisar’ın “Sakin Şehirler” hareketinin 129. üyesi olmasını başarmış.


yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.



Lokantanın bahçesinden gelen biberlerle açılan konu ertesi gün kahvaltıda Seferihisarın iskelesi olan Sığacıkta daha da şekillendi.Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1500 lü yıllarda yapılan kalenin içinde kurulan pazarı gezerken aslında neler yemeliyiz sorusunun cevapları taptaze ve dalından koparılmış şekilde karşımız da duruyordu.Sebzeleri geçtikten sonraysa benim için tam bir şölen yaşandı. Bir sürü hanım açtıkları tertemiz tezgahlarda hem ev yapımı yiyecekler içecekler hem de el işlerini satıyorlardı.Etrafa bakmaktan son anda aklıma gelen fotoğraflar orayı tam yansıtamasada gezin görün derim.Ayrıca kahvaltı yapmak için nefis gözleme ,aşure,keşkek ve daha neler neleri de deneyin .Temiz sokaklar ve temiz insanların yaşadığı burayı ben çok sevdim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu konuda sen neler düşünüyorsun?Eğer blogger değilsen ''anonim''şeçeneğini tıkla ne düşünüyorsan yaz lütfen..