28 Nisan 2010

dolgu oyuncaklar..


Bu sıralar kursiyerlerimle dolgu oyuncaklar çalışıyoruz.Biten çok güzel çalışmalar var ancak ben fotoğraflayamadım düzgün bir şekilde.Söz yakında
biten oyuncakları sizlerede göstereceğim.Bu  çorap bebecikleri yetenek sizin in blogunda görüp bayıldım.Aşağıdaki çorap maymuncuklar ise oyuncak yapımı dersinin eserleridir efendim gururla sunarım...


25 Nisan 2010

mutlu olalım.....

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hazırlıkları okulda hızla sürerken ben bildiğiniz gibi çoookkk hasta oldum efendim.Belirnenen tarihte çocuklar hayal kırıklığına uğramasın diye gösteriyi yaptık ama ben inanın eve döndüğümde öksürmekten ve halsizlikten tuş olmuştum aynı gün raporumu aldım ama bu ne yazıkki sadece statda olan törene gitmemi engelledi o kadar zaten ondan sonra hafta sonu tatili girdi araya..şimdi bunları neden anlatıyorum derseniz bu koşturmaca içinde ancak çarşamba günü yollayabildiğim kibrit kutuları ndan bahsetmek istiyorum...çünkü haftalar öncesinden başlayan herkesin destegini almış bu kutular son olarak minik ellerin hediyelerini kendilerinin kapatmalarıyla hazırlandılar ve ancak çarşamba günü kargoya verildiler.bugünlerde mazeretim olduğundan ulaşıp ulaşmadığını kontrol edemedim ama umarım yerine ulaşıp işe yaramıştır.siz hala tanışmadıysanız buradan bir bakın derim...

19 Nisan 2010

acı her değerli şeyin bedeliymiş...

insanın hayatı bazen öyle bir yere geliyor ki ne bir adım ileri gidebiliyorsun nede olduğun yerde gerçekten kalabiliyorsun...bu gerçekten lafına bastırmak isterim çünkü gerçekten gerçek olan şu ki olduğumuz an istediğimiz an değil çoğu zaman...günlük telaş içinde bir an sessizlik oluyor etrafınız kısacık tenhalaşıyor ya işte o an bırakıyor insan kendini ne işim burda diyorsun çek elini  neyin ortasındaysan oradan bırak hayat aksın sensiz ...sanki bir dişlinin en önemli çarkıymışız gibi hissedip sonra bi hiç olduğunu  farketmek ne biçim dibe vuruş...baharmış...kışmış...fark yok bazen...sanki zaman geçiyor ama sana bana değil... birileri büyüsün diye...birileri  alıştıklarından alıştırılmışlıklarından vazgeçmesin diye...senin vazgeçişlerin bir kaç damladan ibaret, susmaların inadından,sevmelerin şımarıklıgından!! birileri adını koymuş sana kabul etmek düşüyor sadece...bi ömür huzur, güven  arayan biri nasıl olurda aksi için çırpınır...gülümsemesi eksilmeyen biri nasıl başkalarını ağlatır?..biri sana en acı sözleri gülerek söylüyorsa kalbin daha az mı kırılır ?yapamadıkların yaptıklarını affettirir mi? gitsen kendinden ,kaç km uzaklaşırsın kafandaki karışıklıklardan?dilin kaç kez tam doğruyu söylerken, canımlı  saçmaladı?? veee ayagına ip bağlanmış kuş için yeni memleket mi olur?

toz bulutu yaklaşırken benim aklımı kalbimi en çokda beni bana saklayan gülüşümü çokdan sisler bulutlar aldı bile...yorgunmuyum neyim, yaşlanmışda olabilirim ...bu ruh halimle ağrıyan başımı alır sızmaya giderim....

17 Nisan 2010

kuşlar...

'Sadece bir kuş olmak geçiyor içimden, hayallerimin gökyüzünde çırpınmalı diyorum kanatlarım, kanatlarım öylesine güçlü olmalı ki çırpmalıyım sürekli durmadan konmadan maviliklerin içinde kanatlanmalıyım..''

11 Nisan 2010

İnsan Kendini İnsanda Tanır!

İnsan Kendini İnsanda Tanır!


Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor. Neyi özlediğini, kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum.






Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için, bir ***** gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum.






Ay´ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor. Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince açılıp açılmadığını, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum.






Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek istiyorum. Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum.






Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum.






Güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum. Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum. Benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını; bir gölün kenarında durup gümüş ay´a ´EVET!´ diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum.






Nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğu beni ilgilendirmiyor. Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da olsan, çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını bilmek istiyorum. Kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor. Çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek istiyorum.






Nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor. Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum.






Kendinle yalnız kalıp kalamadığını ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum.






Oriah Mountain Dreamer





(Kanada´lı bir Kızılderili)



Tel Örgü Kolye...

Boynumdaki kolyeyi yeni yaptım .0.30 mm lik tele minik gümüş renkli boncukları dizdim önce.Sonrada şişle aynı kaşkol örer gibi ördüm.Boynumun ölçüsüne göre uzunluğunu ayarladım ve bitirdim.Minik gümüş renkli pullarlada son noktayı koydum.Örerken ellerinizde tel yüzünden boyanıyor ama yıkanınca geçiyor dert etmeyin.Ben bu kolyeyi çok sevdim  bilekliğinide yapacağım yakında ama küpe için biraz düşünmeli....

süslü fatoşun süslü çantası:))

Ne zamandır ekleyeyim deyipte unuttuğum bir çantada geri  dönüşüm projeleri arasına girebilir:) çünkü yazın severek taktığım kumaş basit bir çanta evde bulunan bir kumaşla değişiverdi...böyle basit anlattığıma bakmayın doğrusu pul işlemek oldukça sabır isteyen bir iş. yapımına gelince önce çantanın üzerinde bulunan yapışkanlı şerit süsleri çıkartmakla başladım işe sonra uygun çiçek desenlerini kesip kenarlarını aplike yaptım .Pullar ve boncuklar diktim.bence güzel olan bir çanta elde ettim.Şimdi diyeceksiniz ki ne var bunda piyasa bunlarla dolu ama bundan yokki bu benim tasarımım benim renklerim benim zevkim yada zevksizliğim:))süslü şeylere bayılıyorum kokoşluk var ruhumda ne yapayım....

3 Nisan 2010

gece çökünce açılır lambalar..öteki çiçekler ay ışığındalar...

   
  pencere önü çiçeği
pencere önünde arkadaştan ayrı
porselen saksıda bir süs çiçeği
evin hanımı her akşamüstü
su ve güneş sunar... entellektüel
pencere önü çiçeğine
ne ansızın yağmur ne gökkuşağı
ne dipdiri sabah, gözyaşı
ne şebnem görmüştür ne kırağı tanır
ama iyi konuşur, bir kitap gibi
 rastgele çiçeklere arada bir bakar
cansız cam ardından, tül perdelerden
pencere önü çiçeğine
ne mecburen güneş ne karakış
ne dopdolu bahar ürpertisi
zorlu bir rüzgarla boynu hiç kıvrılmaz
haylaz çocuklarca hiç koparılmaz
gece çökünce açılır lambalar
öteki çiçekler ay ışığındalar
pencere önü çiçeğine
ne ansızın yağmur ne gökkuşağı

       bir bülent ortaçgil şarkısıdır...
konu şekeri:Ece


konu şekeri:Ece