Korkmayın dostlar bu mutluluğun resmidir:))Ankara yolcusu kalmasın!
Birdenbire haydi ben aileme Ankara ya gideyim dedim az önce 24:00 gibi veeee sonra bilet alımı valiz hazırlama derken bu saat olmuş.Kayra heyecandan uyumadı yanımda bir kitap okuma, bir tv ile uykuya gel gel yapıyor :)neyse valiz hazır bilet akşama olduğuna göre öğleye kadar uyuruz artık.Bir hafta yokum instagram dan haberleşiriz artık hepinize mutlu bir hafta dilerim şimdiden....
Öylesine bir aşk kitabı sanarken çok şaşırdım çok sevdim Raif ve Maria puder'i okuyup tanıyanlar benim de tanıdığım benim de yakınımdır artık söyleyim;)Başka bir adam Raif bambaşka ve bambaşka bir kadın Maria Puder.....
''bakın, gördünüz mü? siz de bütün diğer erkekler gibi, her şeyi kabul eder görünerek her şeyi kabul ettirmek yolunu tutuyorsunuz. yok dostum! böyle yatıştırıcı laflarla meseleler halledilmiş olmaz. ben bunu istemiyorum. beni yüzde yüz doyurmayan şeyleri yapmak beni kendi gözlerimde küçültüyor…bilhassa tahammül edemediğim bir şey, kadının erkek karşısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu…neden? niçin daima biz kaçacağız ve siz kovalayacaksınız? niçin sizin yalvarışlarınızda bile bir tahakküm , bizim reddedişlerimizde bile bir aciz bulunacak?''
''Bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmiştir. ''
''Her şey geçer. Her şey unutulur. Kendini bir felaketin içinde kaybetmenin manası yoktur.''
''Korkuya dayanan bu tereddütün daha zararlı olduğunu, insan münasebetlerinde bir noktada taş kesilmiş gibi kalınamayacağını, ileriye atılmayan her adımın insanı geriye götürdüğünü ve yaklaştırmayan anların muhakkak uzaklaştırdığını karanlık bir şekilde seziyor ve içimde sessizce yanan, fakat günden güne büyüyen bir endişenin yer etmeye başladığını hissediyordum. ''
'Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar…''
''İkimiz de birer insan arıyoruz, kendi insanımızı ''
bir de vera yı dinleyin istedim....işte nerdeyse kitabı özetleyen şarkının sözleri...
içime dondüm yine oysa uzun yollar aldık yabancı bir şehirde seninle beraber sense farklıydın, güzel bir ressam, umursamaz bir portre
içime döndüm yine ayrılmadım resminin karşısından benim kürk mantolu madonnam
tesadüfler ne büyüktür ne kadar basit göründünler darılmadım, kimseye kırılmadım, kendime bile
bütün evi hazırladım yeni bir dünya yarattım ikimiz için sonra mektuplar geldi okunmamış, okunmamış hiç biri sona vardığımda bir resmin bile yok ellerimde ama dün tesadüfen gördüm sarışın bir çocuk seninle benim trende
kürk mantolu madonna kürk mantolu madonna
tesadüfler ne büyüktür ah ne kadar basit göründün ah darılmadım, kimseye kırılmadım, kendime bile
Benim Dıy larımda pek basit oluyor canım:)İki yazdır sanırım giyiyorum ve bayram öncesi gittiğim tatilde bir kez daha hatırlayıp giydim bu elbiseyi.Aslında etek diye satılıyordu upuzun altlarda hani kulak gibi detayları olanlardan.Ben onu görür görmez elbisem diye sevdim gitti;))Tek yaptığım bel lastiğini kalınlaştırmak oldu ki göğsü tam kavrayıp düşmesin o kadar...Fotoğraftakide tatile birlikte çıktığımız ve cidden çok kafa dengi olan Berna 'dır ve candır...Boyundaki kolye malum eskilerden hatırlamak isterseniz burada ve buradaaa veeee asıl buradaaa ....sevgiler
post u yayınladım aaa sonra aklıma geldi benim böyle bir elbisem daha var:))onun da hakkını vereyim yayınlayayım dedim fikir olur belki:)
Adı Yerküre olan bir gezegen. En büyük kara parçası sayılan Anakara'da farklı yerlerden farklı nedenlerle Odragend'e varmak üzere yola çıkan gezginler. Elli yıl sonra yurduna dönen bir bilge şair. Yıllarca evinden hiç çıkmadan yaşadıktan sonra, çıraklarıyla birlikte kendisini yollara vuran bir şiir filozofu. Yalnızca şairleri öldüren bir katilin izini süren atlı polis ve yardımcısı..582 sayfa...Fantastik ve nedense anakaranın tasvirlerinde ağladığım oluyor bazı karakterlerdeki adalet ve iyilik kavramı şaşırtıp kötülere kızamadan kitap alıp başını gidiyor.Bu arada Murathan Mungan adıyla bildiğimiz yazarın tam adını bilmeyenler için bir solukta yazıyorum şaka şaka o kadar kolay değil;Murathan Kamil Mehmet Emin Mungan...romanda kendi bulduğu isimlerde pek değişik ve karakterin cinsiyeti hakkında pek ipucu veren isimler değiller...çok beğendim ve okurken sık sık altını çizdim size birazını yazıyorum ancak.Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum...
''Bazı insanlar yaşadıkları bir deneyim sonucu bir kerede büyür ve ondan sonra bir daha büyümezler...'' ''Bir insan kalabalıklar arasında kendini saklamak istediğinde, görünürlüğün derinlerinde kaybolarak da yapabilir bunu.Saklanmanın bir yolu da budur...'' ''Tuhaftır, sesinde yazdığı şiirlerin hikayesi yoktu.Yalnızca gözleri değil,içide okuduklarına yabancıydı sanki.Belki şiirleri değil ama,şiirleriyle kendisi arasındaki elle tutulur bu kaskatı uzaklık ilgisini çekmişti Bendag'ın.Tasarlanmış amaçlanmış bir mesafe değildi bu.Yalnızca böyleydi.Bazıları kendinden bu kadar uzak olabiliyordu.''
''Geleceğimizi yapan şey,yazgımızdan,bize tanınan olanaklardan,karşımıza çıkan fırsatlardan çok,ruhumuzun şiiridir Moottah.Biz de olan bir şeydir .Anlıyor musun?''
''Yılların yorgunluğunun tadı bile yaşama sevinciyle çıkıyordu demek.Hayatın bir anlık yogunluğunun güzelliğiydi bu!İnsanın ,zamanı telaşsız anlarda keşfettiğini çoktandır anlamıştı.Gürültülerin ,kaygıların,koşturmaların olmadığı anlardı asıl hayat.''
''Kendi kısa sürse de ömrü uzundu çocukluğun.''
''En sevdiği şey buydu.Bir şehre uyurken girmek.Atalarından kalma kök benliğe yerleşmiş bir fetih duygusu mu bu?..bilmiyor.Ama bu durumun ,kendine iyi bir başlangıç duygusu sağladığından emin.Sabah gün doğmadanbaşladığı şehirde kendini daha iyi,daha güvende hissediyor.Sokaklar henüz akmaya başlamamaış,gündeliğin dağınık hikayeleriyle meydanlar kalabalıklaşmamış,hayat tekrarlar ve rastlantılarla saçaklanmamışken......''
''Çoğu kişi farkında bile olmadan kendi çocukluğunu başkalarından korur,''demişti Lelalu.''Ancak böyle kendimizin yetişkini oluruz.''
''Unuttuklarını hatırlamak insanı gençleştirirdi.''
''Hem bazı gerçekler,tarih boyunca dilsizleştirilmiş kadınların işaretlerinde saklanır.O sırada siz nereye bakıyordunuz?''
''Ormanda kaybolmak neden bütün çocuk masallarının ana izleğidir;insan bunu yaşlandığında ,yani kendinin ormanına kavuştuğunda anlıyordu.Belki de bütün hayat buraya. günün birinde bir orman kuytusuna gelmek için yaşanıyordu.''
''Önümde yol yok benim ,ben gittikçe yol arkamdan oluşuyor.''
'' Gene de yazgısının büyüklüğünün farkına varamayacak kadar kendini küçük hayatlara hapsetmiş insanlardan olmak istemediğini söylüyordu.''''İnsan gerçek yazgısını başıboşlukta, kendiliğindenlikte yaşar.''
''Bilinci artan kişinin kaderi de artar.''
''Bir şey açıklamak ister gibi değil sadece ortaya çoğaltılması gereken bir soru bırakır gibi,''Ben de kocamın bana ve herkese bunları niye yaptığını merak ettim,''diyorZeheyra.''Bilirsiniz,ihanet büyük bir pakettir,içinden birini alıp diğerlerini bırakamazsınız.''
''Bazı kadınların yaş aldıkça gizemleri yıpranır,ifadeleri aynı kalsa da gizemleri uçup gitmiştir;bütün hayatları bunun geride bırakmış olduğu boşluğun içinde kaybolmuştur sanki.''
''Yolculukları sırasında ne zaman toprağın üzerinde uyusa,kocamak bilmeyen gamlı bir köpek gibi hissederdi kendini:''
'' Birdenbire yanı başında bitiveren bir çocukla herşey konuşulabilirmiş gibi,''Varoluşa ağlıyorum,''dedi Bendag.Bunu en rahat bir çocuğa söyleyebilirdi.''En büyük çaresizlik varoluştur.Niye var olduğunu anlamadan var olursun çünkü.Bazı çocuklar bunu bazı büyüklerden daha iyi anlar.Onun için sana söylüyorum.Sen henüz bir çocuksun,gözyaşlarını gördüğün bir yaşlı adamı ve o gün onun niye yol kenarındaki bir ağacın altına oturarak var olduğu için ağladığını ilerideki yıllarında düşünmek,bütün bunları hatırlayıp hatırlamamak sana kalmış.Ama sordun diye söylüyorum,ben varoluşa ağlıyorum sevgili çocuk.İyi ya da kötü bir şey olduğunu söylemiyorum bunun,yalnızca bazen çok ağır geldiğini söylüyorum.''
''Yılların içinden geçmekle onlara kulak vermenin aynı şey olmadığını bilirler.''
''Geçmişte kalmış bazı olayları hatırlayabildiğimiz kolaylıkta hatırlayamayız ki geçmişteki kendimizi.Ne kadar çok yabancı yaşamıştır kendi geçmişimizde....''
''Bir kafes kuş aramaya çıkmış''
"Hayat boştur! Herkesin her zaman
dediği gibi boş! Onu dolduran anlamdır yalnızca. Bizim ona verdiğimiz çeşitli
anlamlar. Bazıları hayat anlamından boşaldığında, onun gerçek yüzünü gördüğünü
sanır; hayatın görülecek bir yüzü bile yoktur oysa. ... O kadar boştur işte
hayat, sen bir an önce onu kendi anlamlarınla doldurup güzelleştirmeye bak!
Ömrünü ancak böyle hayat yapabilirsin."