30 Ekim 2010
kazak yenileme çalışması..
28 Ekim 2010
27 Ekim 2010
düşen bir yaprak görürsen...
Malum sonbahardayız...Nerede sarı bir yaprak görsem Ankara Bahçelievlerin sonbaharlarını özlerken buluyorum kendimi ..Aklıma Meleğime yaptığımız doğum günü süprizi geliyor , onca sararmış yaprağı nasıl kocaman bir tv kutusuna doldurup nefis bir hediye kutusu olarak paketleyip emekli paşanın korumalarına yalvarıp evine çıkarttığımıza gençlik işte deyip gülümsüyorum.Üniversite yıllarında bahçelinin parkında bir fotoğraf geliyor gözümün önüne yine sonbahar... biz dostlar salıncakta yüzümüzde gereksiz ,fotoğrafa uymayan bir neşe hava kapalı bildik bir Ankara günü..Yaprakları sanki dalgalarmış gibi yararak kabul edilmeyen aşkın tercihi ile yalnız yürümelerimi yağmayan gökyüzüne inat yağmalarımı...neler neler...işte oralardan buralara gelip yıllar sonra Dikili de çocuklarıma yaprak eşittir sadece yapraktırı anlatıyorum.Anlam yüklemeden anıları hissettirmeden çocuk kalplerine, çocuk ellerine kah sararmış kah yeşil yaprakları verip bakıyorum onlara....Ben de kimbilir yıllar sonra onların aklına düşerim önlerine düşen bir yaprakla...kimbilir...
24 Ekim 2010
19 Ekim 2010
motif şablonu ile ilk denemeler
16 Ekim 2010
Eski çantamı kestim...
14 Ekim 2010
Bir öneri....
Bir süredir okulda herkes bir formdan ve bir kitaptan bahseder oldu.Tabiki kitapla anneler daha çok ilgili nedense.Neyse efenim gelelim esas konuya Prof. dr Sabiha Pektuna Keskin'in Çocuğunuzun Yeteneğini Keşfedin kitabı buradaki formu dolduranlara sadece kargo ücreti ödemeli olarak geliyor.Kitabı tam inceleyemedim ne yazık ki ama Esrayla bu kitaba onay verdi bile ben de arkadaşıma güvenirim..
13 Ekim 2010
Ne üçgene benzer, Ne dikdörtgen, kareye ,Sivri köşem yok benim ,Öğrendin mi adım ne? DA - İ - RE
Çocuklar tahtanın önünde yarım daire olarak otururlar.Öğretmen tahtaya büyük bir daire çizer ve çocuklara çizdiği şeklin ne olduğunu sorar.
Çizilen şeklin ne olduğu belirtildikten sonra,öğretmen çocuklara bir ellerinin işaret parmağı ile havada daireler çizmelerini söyler.
Daha sonra çocuklardan iki kolları ile başlarının üzerinde daire yapmaları istenir.
Tüm çocuklar başlarının üzerinde ellerinin uçları birbirine değecek şekilde kolları ile daire yapınca birbirlerinin dairelerine bakmaları istenir.
Çocuklara bu kez iki ellerinin parmakları ile daire yapmaları söylenir.
Çocuklar iki ellerinin işaret ve baş parmaklarının uçlarını birleştirerek havada daire yaparlar.
Bu aşamadan sonra çocuklara iki ellerini ayrı ayrı kullanarak aynı elin işaret ve baş parmağının ucunu birbirine değdirerek daire yapmaları söylenir.
Sonra başlarının dış hatları boyunca elleri ile daire çizmeleri söylenir.
.Daha sonra ağızlarını daire biçiminde açmaları söylenir.
Bundan sonra çocuklar burun deliklerinin etrafında parmakları ile daire çizerler.
Bir sonraki aşamada ise öğretmen çocukların ayağa kalkmalarını söyleyerek ayakları ile yerde hayali daire çizmelerini ister
.Daha sonra çocuklar bellerini çevirerek daire çizerler.En sonunda ise çocuklar yere uzanarak büyük bir daire çizerler.
Daire, daire, dairecik (Parmakla, avuç içine daireler çizilir.)
Ortasında havuzcuk (Parmakla, avuç ortasına vurulur.)
Bir serçe gelmiş, su içmiş (Parmak, avuç ortasına vurulur, yukarıya kaldırılır; serçenin su içerken yaptığı gibi)
Sonra pırrr diye uçmuş (Ellerle serçenin uçması canlandırılır.)
11 Ekim 2010
SLOWFOOD 'u duydunuz mu?Fast Food 'a bir başkaldırı hareketi desem....
Seferihisar’ın sessiz devrimiTUNÇ Soyer ile Brük-sel’de karşılaştık.Soyer, Türkiye’nin ilk “sakin şehir” ünvanını kazanmış olan Seferihisar’ın belediye başkanı.İngilizcesi “Slow City”, İtalyancası ise “Cittaslow” olan “Sakin Şehir” ne anlama geliyor?Bunu izah etmek için önce “Slow Food” hareketine değinmem gerek.İtalya’da 1982 yılında başlayan “Slow Food” hareketi geleneksel beslenme tarzına, yerel ürünlere, bunları yetiştirenlere sahip çıkar.“Fast Food”a yani hızlı tüketilen gıdaya bir başkaldırıdır. Dünyada 150 ülkede 100 binden fazla üyesi olan “Slow Food”un amblemi, “yavaşlığın sembolü” olan turuncu renkli sevimli küçük bir salyangoz.Türkiye’de de giderek yaygınlaşıyor.Bir süre önce İstanbul’da “Lüfer Yok Olmasın” kampanyasını başlatan “Fikir Sahibi Damaklar” da bu hareketin bir parçası.“Slow City” ya da “Sakin Şehir” hareketi aynı mantıktan yola çıkarak, 1999 yılında İtalya’da, Toskana’da başlamış.Amblemi aynı sevimli salyangoz.HAREKETİN 129. ÜYESİ“Sakin Şehir” hareketinin amacı, hızlı tüketime karşı olmakla birlikte yaşam kalitesini ve yerel kimliği koruyan, yerel ürünleri ön plana çıkartan, mutlu insanların yaşadığı şehirler yaratmak.Teknolojiye sırt çevirmek asla söz konusu değil.Harekete dahil olmanın şartı 59 kritere uymak ve 50 bin civarında bir nüfusa sahip olmak.21 ülkede, 140 şehir bu hareketin üyesi.Seferihisar’a dönersek, Tunç Soyer belediye başkanlığına seçilir seçilmez hareket dahil olmak için kolları sıvamış.Neticede, geçtiğimiz yıl Seferihisar’ın “Sakin Şehirler” hareketinin 129. üyesi olmasını başarmış.
yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.
Lokantanın bahçesinden gelen biberlerle açılan konu ertesi gün kahvaltıda Seferihisarın iskelesi olan Sığacıkta daha da şekillendi.Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1500 lü yıllarda yapılan kalenin içinde kurulan pazarı gezerken aslında neler yemeliyiz sorusunun cevapları taptaze ve dalından koparılmış şekilde karşımız da duruyordu.Sebzeleri geçtikten sonraysa benim için tam bir şölen yaşandı. Bir sürü hanım açtıkları tertemiz tezgahlarda hem ev yapımı yiyecekler içecekler hem de el işlerini satıyorlardı.Etrafa bakmaktan son anda aklıma gelen fotoğraflar orayı tam yansıtamasada gezin görün derim.Ayrıca kahvaltı yapmak için nefis gözleme ,aşure,keşkek ve daha neler neleri de deneyin .Temiz sokaklar ve temiz insanların yaşadığı burayı ben çok sevdim
Sınıfta meyve salatası şöleni ...
Aile katılımı etkinlikleri...
Bunlarda bir sonra ki gün kumaşlarla yaptığımız grup çalışmaları ipten saçlar artık kumaşlardan giysiler ,düğmelerden tokalar .....
5 Ekim 2010
bu kez pembe yemeni fular denedim...
Daha önce mavi ve beyaz olan fuların bu kez pembesini denedim.Daha önce kenar kıvırmalarda oldukça destek almıştım bunu tamamen kendim başardım(belli oluyordur ya neyse:))Aklımda bu model vardı uyduruk da olsa yaptım sanırım sonuç fena olmadı.Begeninize sunulur efendim pembe severler belki denerler...Çok düşünülmeden hazırlanmış bir nasıl kesilir fotografları var umarım anlaşılır olmuştur.