28 Ağustos 2012
AKILLI ADAM HER ZAMAN KENDİNE BENZER...
''Kahramanları kederli diye bir roman da kederli olmak zorunda değildir..''
Masumiyet Müzesi- Orhan Pamuk
Aynen öylede oldu kahramanı evliliğini depresyonla sonlandıran ve bunu aşmak için çabalayan kendini tanıma yolculuğuna bir kaç ülke ve İtalyancayı sığdıran yaşadıklarını alaycı ve doğal anlatan gülümsetirken hiç bitmesin dediğim nerdeyse kahramanıyla meditasyona beraber girip onunla birlikte'' kim bilir yarın,bugün yapamadığım neleri yapacağım?''dediğim bir kitap oldu..Ödünç olan bu kitap kütüphaneme mutlaka eklenecekler arasında...Az kalsın unutuyordum tabiki de filmi çekilmiş ama ben izlemedim kitapla aynı tatda olmaz mutlaka ama merakla fragmanlarına baktım julia roberts olurda güzel olmaz mı?
27 Ağustos 2012
KAĞIT HAMURU İLE DEKORATİF KUPA NASIL YAPARIZ
Vallahi gördüm vuruldum hele de 3 gün beklenilen sabırlı kuruma seanslarına ,kağıt hamuru sertleşince zımparalanıp sonra bir sanat eseri çıkan boyanmasına, kulpunun özenine her şeyine...Bütün yapım aşamaları ayrıntılı fotoğraflarıyla burada..
çocuklarda yaratıcılığı geliştiren bir kutu buldum
Ben tatil kutusunu inceledim içinde şu etkinlikler vardı;Çim adam,benim şapkam,ringo oyunu,deniz kabuklarından kolye ve bilezik....Fiyatına değermi değmezmi kısmına gelince bir çocuk olduğunuzu düşünün eve bir kargo geliyor içinde ne var tamamen sürpriz ,açınca ne yapmak isterseniz o yok bu yok derdi olmadan tüm malzemeler elinizin altında başlıyorsunuz bir çok gelişim alanınızı farkında olmadan geliştirmeye ,eğlenmeye ,yaratmaya ,kimbilir bitince hediye etmeye ve verimli saatler geçirmeye...Bir bakın değerlendirin sizde ...
öğretmenin notu;reklam kokan hareketler değil bunlar sevdim napim bu kutuyu:))bu videosu bile yetti pek tatlılar:))
25 Ağustos 2012
puflarınızı dantelle yenileyin..
22 Ağustos 2012
şampuan kutusundan geri dönüşüm çalışması
Şampuan ,duş jeli vs kutuları böyle kesilip ne tatlı cüzdanlar yapılmış bazıları minik takılarımız için nefis saklama kutuları bile olabilir denemek isterseniz buraya bir bakın derim ayrıca diş fırçasından bileklik var ki tam bir geri dönüşüm ve beni hayrete düşüren bir icattır benden söylemesi..
19 Ağustos 2012
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram oldugunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...
Sızlamayan her organ, hele de burun diregi bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayip "çok sükür bugünü de gördük" diyebilmek...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmus bir ilişkiyi bitirmek de öyle...
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendigine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede üstüne serilen battaniye, saçlarini müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır.
"Ona güvenmistim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...
Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram..
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır…..
Can DÜNDAR..
Görmenin nasıl bir bayram oldugunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...
Sızlamayan her organ, hele de burun diregi bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayip "çok sükür bugünü de gördük" diyebilmek...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmus bir ilişkiyi bitirmek de öyle...
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendigine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede üstüne serilen battaniye, saçlarini müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır.
"Ona güvenmistim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...
Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram..
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır…..
Can DÜNDAR..
17 Ağustos 2012
Sıcak günlerde soğuk tatlılar
Bir ben yaptım e tabiki ben yedim çalışmasıyla karşınızdayım:)Bu görseldeki soğuk buz gibi çikolata sosla şenlenmiş tatlının adı'' Kakaolu parfe'' olup benim haylaz oğlum tarfından tam not almış bir dondurmamsı tatlı olma özelliğini taşımaktadır.Yemeği seven biri olarak yedirmeyide severim dersem şaşırmazsınız tabi ki sık gelen misafirler ya da durup dururken coşan bir şeyler yapma fikrim mutfakta hızlı olmamla birleşip kimi zaman güzel kimi zamansa hayal kırıklığı yaratan tatlar meydana çıkarmama(yaratmama olacaktı ama çok sık yaratma demişim olmadı be ya:)) neden oluyor.Beni zaman zaman bir kaç çeşit yemek pişirmiş üstüne salata ve tatlı yapmış olarak bulursanız hemen ruh halime bakmalısınız ya yalnız kalmak için bu menüyü bahane edip mutfakta dalıp gitmişimdir ya da kızgınımdır stres atıyorumdur ama bir taraftanda habire sakarlık yapıp ortalığı biraz fazla dağıtıp stresimi katlıyorumdur ya daaaaaa sadece açımdır:))çenem düştü yine tarifi verip susayım.
KAKAOLU PARFE
2 paket krem şantiyi 1 su bardağı süt ile çırpın.
Diğer bir kapta 3 yumurtayı 4 yemek kaşığı şekerle çırpıp 2 yemek kaşığı kakao ekleyin.
Sonra bu iki karışımı birbirine ekleyip mikserle çırpın.
2 paket kakaolu piknik bisküviyi ya elinizle ufalayın yada rondoda toz haline getirmeden küçültün bu karışıma ekleyin.
2 paket vanilyayıda ekleyin.
1 çay bardağı azıcık iri cevizleride ekleyip şöyle bir karıştırıverin hepsini.
Sonra istediğiniz kalıbın içine streç folyo serip karışımı döküp buzlukta dondurun. Servis zamanı folyoyla kolayca kalıptan ayırdığınız parfenizi ters çevirip üzerini çikolata sosla süsleyip dilim dilim servis yapın.
KAKAOLU PARFE
2 paket krem şantiyi 1 su bardağı süt ile çırpın.
Diğer bir kapta 3 yumurtayı 4 yemek kaşığı şekerle çırpıp 2 yemek kaşığı kakao ekleyin.
Sonra bu iki karışımı birbirine ekleyip mikserle çırpın.
2 paket kakaolu piknik bisküviyi ya elinizle ufalayın yada rondoda toz haline getirmeden küçültün bu karışıma ekleyin.
2 paket vanilyayıda ekleyin.
1 çay bardağı azıcık iri cevizleride ekleyip şöyle bir karıştırıverin hepsini.
Sonra istediğiniz kalıbın içine streç folyo serip karışımı döküp buzlukta dondurun. Servis zamanı folyoyla kolayca kalıptan ayırdığınız parfenizi ters çevirip üzerini çikolata sosla süsleyip dilim dilim servis yapın.
16 Ağustos 2012
10 Ağustos 2012
sabahlamış biri olarak bu saatte yiyeceklerden bahsetmem çok normal
Hemen Pankekin tarifi veriyorum hiç vakit kaybetmeyelim:)
- 1,5 çay fincanı un(hani şu kupa dediklerimizden büyükçe ya da kahve fincanından büyük bildiğiniz çay fincanlarıda olur ama ölçü azalmış canım lezzete yazık olmuş olur söyleyeyim)
- 1+1/4 çay fincanı süt
- 3 yemek kaşığı erimiş tereyağı(olmadığında sıvı yağ kullandım onunla da oldu bence)
- 1 yumurta
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 1 yemek kaşığı şeker
- 1 çay kaşığı tuz
Tüm malzemeleri karıştırıp biraz koyuca bir hamur elde ediyoruz az yağlı tavaya bir kaşık yardımıyla döküp üzeri delik delik olmaya başlayınca çevirip altını üstünü pembeleştirip puf puf kabarmış pankeklerimizi yapıyoruz.Soğutmadan kahvaltıya sürüp ister tatlılarla ister tuzlularla mideye indiriyoruz.Krepin tahtını yerinden eden pankekin mucidine dua edip benide her yumuşacık ısırışta sevgiyle anıyoruz;)
(bu kadar az çıkmıyor fotoya bakıp aldanmayın bu tam bitmek üzere akla gelen bir çekim.kaç tane çıkıyor saymadım ama çok :))
Aslında beyinsel faaliyetleri ve sanatsal düşünceyi arttır mor
Mor, küçük bir Ege kasabasında yaşayan dört çocuklu bir çiftçi ailesinin yıllara yayılmış trajik hikâyesini sürükleyici bir aşk ve entrika çerçevesinde günümüze taşıyarak yirmi dört saatlik bir zaman diliminde anlatan bir roman.
'68 kuşağından, sistemin bir parçası haline gelmiş işadamı ve turizmci İlhan Sacit, kızı yaşındaki Renginur'a tutulup ondan bir de çocuk sahibi olunca karısını yıkmış, hırslı baldızının kinini bilemiştir. İlhan'ın kardeşi öğretim üyesi, hâlâ solcu ama kafası karışık Armağan, ağabeyinin tersine kapalı, kendini ağıra satan bir erkektir ve iletişim sorunları yüzünden evliliği bitmek üzeredir. Kızkardeş Gülcan'sa ailedeki ölüm ve intiharlardan sonra iyice umutsuz ve tükenmiş durumda alkole sığınmıştır. Aile çevresi, İlhan Sacit'in otelinde, evlilik dışı doğmuş çocuğunun birinci yaş günü dolayısıyla biraraya gelirler. Gece güzel başlayacak ama günün ilk saatlerinde beklenmedik bir cinayetle sona erecektir. İnci Aral, Mor'da ağırlıklı olarak insanların yaşadığı büyük yalnızlığı, evliliği işliyor ve kadınlara erkeklerin gözüyle bakmayı, erkek dünyasının gizlerini aralamayı başarıyor.
“Kendi dünya görüşüne ve onun içerdiği kurallara körü körüne uymaya çalışmak da kişinin kendine uyguladığı bir tür baskı değil mi? Böyle körleşiyor insan. Kesin doğrular, saplantılar bireysel gelişmeyi donduruyor. Kavgalar, kıranlar bu yüzden yaşanmıyor mu bu toplumda?”
Kitabı bitirir bitirmez merakla mor renkle ilgili bir iki yazıda okudum tabiki.
Mor renk, açık tonlarda ilham ve güven verici etki gösterirken, özellikle koyu tonlarda, mor rengin insanda meydana getirdiği asalet duygusu, bazı insanlarda küstahlık, kabalık ve hatta kavgacı bir yapıya da neden olabilecek şekilde etki gösterebilir. Hüzün, üzüntü ve depresyonu çağrıştıran etkileri de vardır. Özellikle koyu tonlarda, bilinçaltını etkileyerek insanda korkuya ve hüzne neden olabilen mor renk, belki de bu yüzden, intihar edenlerin en çok sevdiği renklerden biridir. Bu nedenle, depresyona yatkın kişilerin, ruhsal sorunu olanların, alkoliklerin ve madde bağımlılarının olduğu ortamlarda kullanılmamalıdır.
'68 kuşağından, sistemin bir parçası haline gelmiş işadamı ve turizmci İlhan Sacit, kızı yaşındaki Renginur'a tutulup ondan bir de çocuk sahibi olunca karısını yıkmış, hırslı baldızının kinini bilemiştir. İlhan'ın kardeşi öğretim üyesi, hâlâ solcu ama kafası karışık Armağan, ağabeyinin tersine kapalı, kendini ağıra satan bir erkektir ve iletişim sorunları yüzünden evliliği bitmek üzeredir. Kızkardeş Gülcan'sa ailedeki ölüm ve intiharlardan sonra iyice umutsuz ve tükenmiş durumda alkole sığınmıştır. Aile çevresi, İlhan Sacit'in otelinde, evlilik dışı doğmuş çocuğunun birinci yaş günü dolayısıyla biraraya gelirler. Gece güzel başlayacak ama günün ilk saatlerinde beklenmedik bir cinayetle sona erecektir. İnci Aral, Mor'da ağırlıklı olarak insanların yaşadığı büyük yalnızlığı, evliliği işliyor ve kadınlara erkeklerin gözüyle bakmayı, erkek dünyasının gizlerini aralamayı başarıyor.
“Kendi dünya görüşüne ve onun içerdiği kurallara körü körüne uymaya çalışmak da kişinin kendine uyguladığı bir tür baskı değil mi? Böyle körleşiyor insan. Kesin doğrular, saplantılar bireysel gelişmeyi donduruyor. Kavgalar, kıranlar bu yüzden yaşanmıyor mu bu toplumda?”
Kitabı bitirir bitirmez merakla mor renkle ilgili bir iki yazıda okudum tabiki.
Mor renk, açık tonlarda ilham ve güven verici etki gösterirken, özellikle koyu tonlarda, mor rengin insanda meydana getirdiği asalet duygusu, bazı insanlarda küstahlık, kabalık ve hatta kavgacı bir yapıya da neden olabilecek şekilde etki gösterebilir. Hüzün, üzüntü ve depresyonu çağrıştıran etkileri de vardır. Özellikle koyu tonlarda, bilinçaltını etkileyerek insanda korkuya ve hüzne neden olabilen mor renk, belki de bu yüzden, intihar edenlerin en çok sevdiği renklerden biridir. Bu nedenle, depresyona yatkın kişilerin, ruhsal sorunu olanların, alkoliklerin ve madde bağımlılarının olduğu ortamlarda kullanılmamalıdır.
7 Ağustos 2012
5 Ağustos 2012
ce eeee:)))
Nihayet makinem geldi İsviçre 'den çift lensli üstelik bir acemi için daha ne olsun.
yine çok mesudum çok:))
Canon EOS 550D + 18-55mm+75-300mm Lens
2 Ağustos 2012
1 Ağustos 2012
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)