28 Eylül 2013

bizim sınıfta bu hafta neler oldu...




23 Eylül 2013

gece gece okumaca...Ölü Erkek Kuşlar..

 
Suna karakterinden yola çıkılan roman eski eş Adam,yeni eş Ayhan ve Onur arasındaki hikayede aşk, evlilik ve toplumsal baskıların ilişkiler üzerindeki rolünü anlatıyor.Kadınlara dayatılan kuralları ,erkeklerin bu kurallarla yetişmiş annelerinden aldıkları davranışlara karşı gelmeye çalışırken içlerinde bir yerde aydın bile olsalar biriktirdikleri erkek rollerinden bahsediyor.Evliyken aşık olan bir kadının içindeki SU ve NA kişiliklerinin çatışmasını ve aşkın nasıl kaybedişini gün gün aşkın nasıl bittiğini sonunda aşkı Onur ve eşinden nasıl uzaklaştığını her şeyin bitiminde dostluğun kaldığını görüyoruz.
    ''Bağlar'' bölümü sanki beni daha bir etkiledi.Suna üzerindeki baskıyı hafifletmek için aşık olduğunu Ayhan a anlatır.......''gitme seni ben iyileştirebilirim..'' diyen bir adam nasıl bir adamdır ilginç bir karakter Ayhan hiç karşılaşmadığımız...
''Korkak ,ikiyüzlü yalancının biri o'' dediği aşkı Onur ölü erkek kuşlardır...
Bir de  mektuplar var ki ne kadar içten...
   Herkesin hakkının verildiği eğrisi doğrusuyla tüm yaşamı anlatan bu kitapda kadınları ya da erkekleri genellemeden  ''bu hikayede doğru , yanlış yok aşk kendini savundu ''diyerek özetleyebiliriz.

19 Eylül 2013

Okula başladık heyaaa okula başladık!! :)))





 Haydi bakalım yoğun bir temizlik haftasının ardından (bu normal öğretmenlerde  seminer haftası diye geçiyor biline;) ) uyum haftasınıda atlatıp kalabalık bir mevcutla eğitim öğretime başladık hayırlısıyla.Hepsi  masum hepsi güzel...ama kalabalık ve gürültücü oldukları gerçeğini değiştiremiyorlar:))Alışamayanlarda var tabi zorluk en çok o kısımda yaşanıyor çünkü yorgunluğun ardından sabırda azalıyor dış etkenler sınıfa dahil olup karmaşaya neden olmaya başlıyor veee o anda miniğin biri gelip bir çocukluk yapıyor dünyaya dönüveriyorum:))Şimdilik haberler bunlar tüm meslektaşlarıma iyi bir çalışma yılı dilerim...

14 Eylül 2013

gece gece dinlemece...

kaçıp kaçıp sana geliyorum, ne diye?

 gidecek bir yerim olmadığından değil
                 bir yerlere senden gidiyor olmamdan belki de
                                                                        Alper Gencer



9 Eylül 2013

Misafir ağırlama tatları...

Bu sofrada bir çok ikram vardı ama ben size ilk defa denediğim  pratik kırmızı biber dolmasının hem görünüm hem de lezzet olarak tam puan aldığını söyleyip tarifini vereceğim.Kendisi soğuk meze olarak kullanılabileceği gibi içine peynir koyarak kahvaltı masanızda da yer verebilirsiniz.
Ön işlem olarak kırmızı biberleri ve patlıcanları közlemeniz gerekiyor.Ben bunu fırında yaptım.Bir biber uzunlamasına ikiye bölündüğünden ben 6 biberden 12 tane dolma yapmış oldum.Evde süzme yogurt yoktu kendim süzüp bir gece önceden hazırlığına başlamış oldum.Közlenmiş bir top patlıcanı soyup küçük küçük doğradım ve sarımsaklı süzme yogurtla karıştırdım.sarma sarar gibi biberleri sarıp ortasından maydanoz ve dereotu dalları ile bağladım ki görüntü çok güzel oldu.


O gece için yaptığım milföyle süslenen peynirli bisküvilerimde vardı.Hamur için: 3,5 sb un,1 yumurta akı,yarım paket kabartma tozu,1 tatlı kaşığı sirke,1 çay kaşığı tuz,250 gr margarin .İçine:peynir ,maydanoz,domates.Hamuru hazırlayıp harcı üzerine koyduktan sonra milföyleri inceltip kafes şeklinde üzerine koyuyoruz.En son yumurta sarısı sürülüp 180 derecede üzeri kızarana kadar fırınlıyoruz.Fotoğraf kalitesi kötü olmakla birlikte dikdörtgen tabaktaki o minik toplarda haşlanmış patatesten yaptım.Ezdiğim patatese tereyağı ve tuz ekledim minik toplar yaptım ve çörek otu,maydanoz,ve havuca bulayarak değişik renklerde olmasını sağladım.bu topları ılık servis yapmak lazım üzerine nar ekşiside ekleyerek servis yapabilirsiniz.
 
 

 

4 Eylül 2013

Dolap içi düzeni...

Keşke o peynir reklamlarındaki beyin gibi ''ben buldum! ben buldum!'' diye bağırabilseydim ama yalan yok ben bir yerden gördüm denedim .Şimdi itiraf etmek zor olsada yazın sık misafir ağırlandığından habire bu nevresim takımları yıkanır kurutulur ütülenir ve bu dolapla birlikte bir dolaba daha katlanır konurdu.Tüm bu çabalara rağmen yinede aceleci bir anımda ki bu her zamandır ortalık darmaduman olur nevresimler tam kapağı kapatırken aralara sıkışır ya da aynı boyda katlamamanın yarattığı minik ölçü kaçmalarıyla dağınık dururdu.Ama ne zamana kadar ?tabi ki ben ütülediğim nevresim takımlarımını yastık kılıflarının içinde toparlayana kadar:)üst dolabı çekmedim ama inanın pek düzenli oldular ve öyle az yer kapladılar ki inanamadım tavsiye ederim:))

keşke bir  neydi n'oldu fotosuda alsaymışım o zaman daha iyi anlaşılırdı..