9 Temmuz 2012

Tatil günlüğü....Şirince


“Şu yeryüzünde cennet diye bir yer varsa, bizim kırkınca -şirince- cennetin bir parçası olması gerekir”
Benden Selam Söyle Anadoluya -Dido Sotiroyo
Ünlü yazar Dido Sotiroyo, Şirinceyi anlattığı kitabında, böyle bahseder Şirinceden.

19. yüzyılda, özellikle ihracata yönelik incir üretimiyle ünlü, 1800 haneli bir Rum kasabası olan Kirkice zamanla bir sürü isim değişikliğine uğrasada Cumhuriyetin ilk yıllarında Şirince adını almış.1923'te Türkiye-Yunan mübadelesi sonucu Rumların ayrılmasıyla bağ zeytincilik ve incirle oluşmuş ekonomisi tütüncülükten gelen halkla biraz değişsede artık günümüzde turistik bir köy olmasının doğurduğu ekonomiyle bağcılık ve zeytinciliğe geri dönülmüş ve köye gidenlere gerçekten özel zeytinyağlarını nar ekşilerini ve diğer doğal ürünleri satarak geçimlerini sağlıyorlar.Köyde hala rum evleri pansiyon olarak kullanılıyor.
Dar ve adım başı bir satıcının davet ettiği minik ama birbirinden canlı dükkanlara takılarak sokaklarında gezmek her zaman özel olmuştur.Malum şarapçıların tattırdığı şaraplar bir süre sonra her şeyi pek güzel görmenize neden oluyor dediğinizi duyar gibiyim ama değil inanın şarapsızda süper:))rının birinde bir kedinin sevimliliği ile farkında olmadan daldığımız dükkanın keçe ile uğraşan bir yer olduğunu görmek beni cidden çıldırttı.Hani bir çocuğu atın çikolata şekerleme dükkanına seyredin ordan oraya koşmalarını sevincini aynen öyle birşey... 


Kendisine teşekkürü borç bildiğim ancak ne hikmetse adını unuttuğum ama bana nasıl sabırla ve kibarca cevaplar veren beye de sevgilerimi gönderiyorum...''Kırkınca Keçe'' o güne damgasını vuran rengarenk nefis bir yer oldu.Keçenin ipekle ve diğer kumaşlarla buluşması (aslında yapılanları görünce ''aşkı'' demek daha doğru) neler doğurmuş görülesi, bayıldım ama makinem yenisinin geleceğini anlamış olacağından nazlanmaya, zor çekmeye başladığından istediğim kareler yok söyleyeyim.









Keçe nasıl yapılır derseniz burada  ne ararsanız var:))