26 Şubat 2013

Okumalık...

Yürüyüşlere başladım 2 haftadır aksatmadan her akşam çıkıyorum kulaklıkta ''Badem'' dım tıs dım tıs bazende sokak köpeklerinden en beyazıyla aramızdaki mesafeyi kollayarak  uzun yürüyüşler yapıyor ardındanda hani o yoldan geçenlerin aman ne komik koca kadınlar sallanıp bi acayip hallere giriyorlar diyerek alay etttikleri o malum spor aletlerine takılıp denizde gözüm, aklımda dünya hallerimle bir buçuk saati harcıyorum.Geçen gün köpecikle yürüyoruz (aaa bir adı yok yazarken aklıma geldi bir daha yürürse içimden ne gelirse o an adı o olur )beni geçti biliyorum ilerde bekleyecek yine park eden arabanın arkasına saklandım bekledim öyle bir geri dönüp beni buluşu vardı ki sanırsın annem bende yaramaz çocuğu :)İşte tam da o gün hava durgun pek bahar...Çıkarıp montu ohhh ferahlayıverdim zaten kat kat hiç sevmem.Bugün acısı çıktı bi halsizlik bir üşüme bunları sıcak su torbam ki Kayra hazırladı sayılır ve batteniyemle birlikte yazıyorum hastayım ilgiye ihtiyacım da var alt yazısıda geçip duruyor anlayın artık;)Hastayım diye yürümekten vazgeçmedim görüldüğü gibi yazmaktanda....
Bu arada bu kitapta yeni bitti takdim edeyim dedim...
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki “yaşamı yenilemek” için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap haline geldi.

Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.