28 Nisan 2012

google da ara enginar dolması nasıl ola:)

On parmağında on marifet bide ekstra cesareti olan bir kadın gibi yeter dışarıdan yediğim enginar dolmaları deyip açtım pc yi önceden ne olsa arar annemize sorardık ölçüsünü ıvırını zıvırını artık google amcaya soruyoruz sordum tabiki aldım en aklıma yatan tarifi yaptım valla süper oldu.Ama başka püf noktaları kullananlar farklı usül uygulayanlar varsa fikirlere açığım söyleyin yeter.Ön hazırlık olarak ben görüldüğü üzere beş tanecik enginara bir kilocuk bezelye ayıklayıp havuç ve patatesle haşladım ama olsun sizin aklınız başınıza erken gelir belki kalanını saklar sonra yemek yaparsınız:)Enginarları pazardan temizlenmiş alınca işin % 50 si bitmiş oluyor zaten.Soğanı yarım çaybardağı zeytinyağında kavurup haşlanmış bezelye,havuç ve patatesi üzerine ekleyip şöyle bir karıştırıp harmanlıyoruz.Baharat isterseniz atıyorsunuz zevkinize göre sonra enginarları yayvan bir kaba alıp bu harçla içini tepeleme dolduruyorsunuz.Ayrı bir kapta yarım çay bardağı zeytinyağı ,bir çay kaşığı şeker ve istenilen miktarda tuzu karıştırıp üzerlerinden gezdirerek döküp(ben yarım su bardağı su da ekledim gözüme az gibi geldi)kısık ateşte pişiriyorsunuz enginarlar yumuşadığında afiyetle yiyorsunuz.

Cabbar şef Fatoş derki ;İşlem basamağı kısaltmak isterseniz hazır garnitürde kullanabilirsiniz size kalmış:))birde yeşil kabuklarıyla yapılan enginar dolması vardır ki o benim en sevdiğim ve zahmetine rağmen vazgeçilmezimdir biline...

27 Nisan 2012

tuz buz....

"Vazgeçmek de mümkündü,
Ama vazgeçmek ne mümkündü..."

                                                    Elif Şafak



25 Nisan 2012

şahmaranı yaptık nasılda görülesi oldu bilseniz...

            Şahmaran efsanesiEfsaneye göre Şahmaran yüzlerce yıl önce Tarsus'ta yaşayan yılan vücutlu kadın başlı bir kahramandır. Bahçesinde insanoğlunu cezbedecek her türlü yiyecek ve ziynet eşyası bulunan Şahmaran kimsenin bilmediği bir yerde insanoğlundan uzakta yerin altında yaşamış, ta ki insanoğlu Camsab tarafından bulunana kadar.

Yoksul bir ailenin oğlu olan Camsab bir gün ormanda bir kuyu dolusu bal bulmuş. Balı çıkarmak üzere kuyuya inen Camsab'ı, bütün balı yukarı çeken arkadaşları aç gözlülükleri yüzünden kuyuda bırakmış. Yalnız başına feryat eden Camsab tam da ümidini kesmişken topraktan iğne deliği büyüklüğünde ışık sızdığını farketmiş. Cebindeki bıçak ile ışığın geldiği deliği büyüten Camsab, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girmiş. Bu bahçede dünyada eşi benzeri olmayan çiçekler, ortasında bir havuz ve çevresinde oturaklar ile bir yığın yılan bulunuyormuş. Havuzun başındaki taht üzerinde insan başlı, süt beyaz vücutlu bir yılan Camsab'a kendi diliyle hitap etmiş; 'Hoşgeldin insanoğlu, çevrendekilerden korkma sen bizim misafirimizsin'
Şahmaran Camsab'a türlü türlü yiyecekler ikram edip kendi ülkesine nasıl ve neden geldiğini sormuş. Camsab hikayesini uzun uzun anlatmış... Camsab'ı dinleyen Şahmaran başını sallayıp 'İnsanoğlu nankördür, hilekardır. Küçücük menfaatleri karşısında muazzam zararlarına razı olur' demiş.
Şahmaran'ın güvenini kazanan Camsab uzun yıllar bu bahçede yaşamış. Yıllar sonra bir gün Şahmaran'a yaklaşan Camsab, ailesini çok özlediğini söyleyip 'Nolur beni aileme kavuştur' diye yalvarmış. Bunun üzerine Şahmaran kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine ve asla hamama girmeyeceğine dair söz vermesini istemiş. Çünkü Şahmaran'la karşılaşan her kim olursa hamama gittiğinde vücudu pullarla kaplanırmış. Şahmaran'a söz verip ailesine kavuşan Camsab uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmaran'ın yerini kimseye söylememiş ve hiç hamama gitmemiş.
Derken bir gün Camsab'ın yaşadığı ülkenin hükümdarı Keyhüsrev hastalanmış. Vezir, hastalığın çaresinin Şahmaran'ın etini yemek olduğunu söylemiş ve herkesin hamama getirilmesini istemiş. Önceleri direnen sonra zorla hamama gotürülen Camsab'ın vücudu hamama girince pullarla kaplanmış. Sonunda da yapılan işkenceye dayanamayarak canını kurtarmak için kuyuyu göstermiş. Hemen kuyunun başına gidilmiş ve Şahmaran dışarı çıkarılmış. Camsab'ı gören Şahmaran 'İşte Camsab nihayet kanıma girdin. Ben insanoğluna itimat edilmeyeceğini biliyordum. Fakat ne çare ki yine aldandım' demiş. Ölüme giderken de Camsab'a 'Beni toprak çanakta kaynatıp ilk suyumu sana içirecekler sakın içme zehirlidir. İkinci suyumu iç gövdemi de hükümdara yedir' demiş Şahmaran'ın söylediklerini harfiyen yerine getiren Camsab ilk suyu vezire içirip ikincisini kendisi içmiş. Etini de hükümdara yedirmiş. Vezir ölmüş hükümdar da kısa sürede iyileşip Camsab'ı veziri yapmış.
Efsaneye göre Şahmaran'ın öldürüldüğünü yılanlar bilmemekte. Tarsus'un Şahmaran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından basılacağı rivayet edilir


(çizimi internetten görüp büyüterek çizmeye çalıştım diğer tamamlamalar çocuklara ait ....öncesinde bir masalım var diyerek efsaneyi anlattım dramasını yaptık sonra bu şahmaran tablosunuu keyifle bitirdik,)



Yılan figürleri genelde kötülük ya da uğursuzlukla ilişkilendirilirse de insan başlı Şahmaran, doğurganlık, bereket ve bilgeliği sembolize etmiştir. Anadolu’da uğur getirmesi için Şahmaran’ın resimleri kadınlar tarafından odaların duvarlarına asılmıştır.

Yunan mitolojisinde geçen Gorgo canavarlarının mı Şahmeran’a mı yoksa Şahmeranın mı Gorgolara kaynak olduğu düşüncesi tartışılmaktadır. Özellikle Hesiodos’un Tanrıların Doğuşu adlı eserinde anlatılan Ekhidna Şahmerana çok benzerlik göstermektedir.

Hesiodos eserinde “ Ne ölümlülere, ne de ölümsüzlere benzeyen.

Bir mağarada doğdu bu azgın yürekli Ekhidna.

Yarı bedeni bir genç kızdı onun,

Güzel yanakları ve gözleri fıldır fıldır,

Yarı bedeniyse koskoca bir yılandı, korkunç,

Her yanı benek benek amansız bir yılan

Yerin gizli deliklerinde kaybolan;

Mağarasında otururdu Ekhidna,”

22 Nisan 2012

ne tuhaf...

‎                         
          ''Ne tuhaf, aklın aşağılık saydığını kalp çoğu zaman güzel ve çekici buluyor..!"
                                                     Fyodor Dostoyevski

sabah sabah....

                                              
                                  "Benim için çölde bir kaynaktı gülüşü."

                              Küçük Prens // Saint Exupery

sıkı durun sıkı bir DIY projesi ile geldim...

malzemeler :2 tane alınan  çarşaflardan biri ,ilk seferinde rüzgara dayanamayıp alt üst olan çocuk şemsiyesi ve becerikli bir arkadaş daha öncede  iki şemsiye değerlendirmeleri olmuştu kendilerinin hatırlama için buraya ve   diğerine bakabilirsiniz





dizlerimde de şemsiyedeki kedilerden biri var:)

19 Nisan 2012

zayıflamadım ama saç kestirip bir miktar ağırlık attım:))


Maria Sharapova  saçlarını kestirmiş az önce gördüm:) Bende kestirdim ey okur dayanamadım yine evet gözden kaçmadığı gibi açtım da iyice rengini hani Sharapova değilsekte yaptık bizde kendi çapımızda haberimizi hahayt:))

Esra almış okuma gözlüğü, çerçeve her takana yakışacak cinsten yanlardaki düğmeleri ile gece kitap okuyup baktığınız yönü aydınlatıveriyorsunuz:)) nerden bulurum derseniz indirimlerini takip edip buraya bakabilirsiniz

oyuncak satıp oyuncak almak...iyi insan olmak...etrafına duyarlı minikler...






Artık oynamadıkları oyuncakları satıp 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında bir çocuğa oyuncak alarak  sevinderecek minikler ..

18 Nisan 2012

gece gece dinlemece...

                En koyu yalnızlık bile bir tanığa ihtiyaç duyar.”

                                     Cemal Süreya

13 Nisan 2012

kaplumbağa terbiyecisi...


Çizim öğretmen,kaplumbağalar minik şeffaf çikolata kutuları ve içlerine grapon kağıdının minik ellerle doldurulması,terbiyeci internetten bir yerlerden çıktı alınıp kesip yapıştırılması...sonuç çok beğenilesi bir çalışma pardon nerdeyse tablo olması:)
Ressamın ismini sık sık tekrarlamama rağmen bir türlü Osman Hamdi Bey diyemeyen miniklerimle yaptık bugün onlar yeni tanışsalarda ben Ankara 'da onun ismini taşıyan bir okulda okuduğumdan ortaokul yıllarımda kendilerinden haberim olmuştu tablosunu yapmakta nerdeyse kırkımda nasip oldu:))

7 Nisan 2012

gecenin güzelliği...





Sakin sakin otur yüreğim, toz kaldırma....

Evdeki tüm eşyaları değiştirdim nerdeyse...İstediğim ev aksesuarlarından buldukça alıyorum...Sarı sapsarı büyük saksıma çiçek dikmeye niyetliyim bugün yarın...minik saksımdaki naneleri uzun zamandır yiyorum...Saçlarım uzadı gibi eski hallerine bakınca tabiki....Gittim uzun zamandır victoria beckham gibi olan saçlarıma bu akşam katlı bir kesim yaptırıp uzatmaya olan kararlılığıma devam ettim....Kilo aldım...kilo aldım...kilo aldım....etek, elbise ile aa zayıflamışsın dedirtip ertesi gün pantalon giyip şoka soktum milleti...spor salonuna haftada üç gün gitmeye devam ediyorum ...Bugün uykudan kapanan gözlerimi zorla açıp duşla kendimi ayıltıp salona zorla gittim.. salon sıcak ben uykulu...Düşmenin acıları hala devam ediyor dizimdeki ağrı uyandırdı ölmedik sürünüyoruzu yaşadım bir saat....Hava çok güzel Kayra'nın bisikletini alıp iniveriyoruz sahile bir kaç tur atıp molada masalara bırakılan çöpleri (bardak ,pet şişeler gazete sayfaları)ıyy ıyyy diyerek topluyorum ....Etraf güzel çimler yeşil çiçekler şenlenmiş ben yanımdan geçen amcanın arabasını iterek börek boyoz satmasına bakıyorum...Yavaş yavaş uzaklaşırken kamburunun bu arabadan mı yoksa daha önce mi olduğuna takılıp kalıyorum ...sonra sinirleniyorum birden kendime günlerdir aylardır kendime ettiklerime ...hemen parlamalarıma...sabrımın beni nerdeyse melek yapacakken kaçıp gitmesine benim arkasından alık alık bakakalmama...nerde öfkeleneceğini bilemeyip her cahil insana ,her bencilce harekete, her iyilikte kötülük aramalarımla oluşan toplu sinirlilik hallerime, susmak isterken sorularla baskı altında bırakılmalarıma bir kez daha park mark demeden kızıyorum....Hobi yapmıyorum yapamıyorum...Kitap okumaya devam ediyorum....Okulda çocuklarla minik skeçler çalışıyoruz...A gızım,buba derlerken attıkları kahkalara katılıyorum...iyi kötü  yaşıyorum.....

2 Nisan 2012

kavanozda elektronik kelebek görmeyenler buraya

youtube da gezinirken rastladığım bu videodan sonra aaa çok hoşmuş başka rengide var mı derken beş altı videoyu devirmişim.Görmeyenler duymayanlar kalmasın istedim:))Eve geliyorsunuz kavanozunuza dokunup kelebeğinizi uyandırıyorsunuz o gerçek kelebek nasıl uçarsa öyle davranıyor.Hele evde kedi köpek varsa o patileriyle yakalamaya çalışması çok eğlenceli...